Söyleşi
Önceki biyografi sayfasında yazdığım resmi ve sıkıcı yazıyı okuyup da kaçmadıysanız eğer , bu yazıyı okumanız beni kısmen tanımanıza imkan sağlayabilir. Gönlümden geçenler!
Evet ; Yıl 1971, soğuk bir Mart ayının 20.gecesi, saat 23:15..Yer Şişli Etfal hastanesi..
Şaka şaka, korkmayın o kadar gerilere gitmiycem 🙂
Sıkılmanızı istemem.
Neyse, bana sanatçı denmeden önce esnaf ve zanaatkar derlerdi. 34 yıllık meslek hayatını ve bir o kadar da insan yetiştirme şansını verdiği için her zaman Allah’a şükreder, bununla mutlu olurum.
Tabi o geçmişte kalan bir anı olarak yaşantımdaki yerini aldı ve geçti. Geçti ama ibret ve tecrübe olarak da kulağımda küpeleri kaldı.
Gel zaman git zaman..
”Dur be zaman. Gitme! Diyemedim bende, geçti gitti zaman.”
Şimdilerde şahsıma sanatçı diyorlar.Bu da alıştığım bir unvan oldu. Aslında derdimiz unvan değil.Ben yaptığım sanatı seviyorum. Kendiniz değil de insanların sizi sanatçı olarak anmaları ve takdir etmeleri, sizin o yolda emin adımlarla ilerlemenizi sağlar. Yoksa sabahtan akşama kadar kendiniz için sanatçı söylemini tekrar edin durun boşa bir çabadan öteye geçmez.
Sanatçı kimdir? Bu soru önemlidir bence.
Önemli olan, hatta en önemlisi sanatçıyı sanatçı yapan eserleridir. Özgür bakış açısı ve iradesidir, duygularıdır, gözlemleme yeteneğidir, idealleridir. Sanat duyguların ve hissettiklerinizin zekice uygulanmasında ortaya çıkan olası sonuçtur.
Sanat, sağduyuda insanların değişmemiş safi özlerini ifade eder. Uzay, hava, nehir, yaprak. Aklınıza ne geliyorsa. Sanat, bir bitkide, bir hayvanda, doğada var olan her şeyde. Bir ağaçta, o ağacın yaprağında var olduğu gibi, tüm var olanlar ile de insanın kendi düşünce ile iradesinin karışımında farklı yol ve tekniklerle uygulanır.
Uygulayan kişiye de Sanatçı diyoruz. Sanatçı, her etkenden yola çıkarak, düşünce ve aklıyla birlikte yol aldığı çerçevede sanata katkı sağlar. Devamında ise sağladığı katkı oranında, pozitif duyguya ve sanata ulaşır.
Kuşkusuz her şey akılla cevaplanamaz. Duyguların ve vicdanların yardımı olmadan pozitifliğe ulaşmak mümkün değildir. Yaradılışımızda var olan bu hislerin elbette bir amacı da var.
Aklın yeterli olmadığı durumlarda bu duygu ve hislerden yardım alırız. Akıl var olan kalıpların dışına çıkamaz. İşte burada devreye hislerimiz girer ve bizi özgür bırakırlar. Bu düşüncelerle yaşamda ve sanatta pozitifliği yakalar, istenirse ötesine dahi geçilebilir.
Sanatçı, kendini dinlemeyi bırakıp etrafında olan çeşitliliği dinlemeye başlarsa;
İşte o zaman var olmaya başlar. Var oldukça da pozitif düşünür, devamında ise etken ve üretken sanat ile iç içedir.
Pozitif düşünceye örnek olarak;
Şöyle bir misalle devam etmek istiyorum..
Sanat ve sanatçı kadar önemli olan bir şey daha var !
Sanat seveler. Evet sanat severler. Çünkü onlar olmasaydı sanata değer katan sadece sanatçının kendisi olurdu. Bu yeterli olur muydu? Mümkün değil bence.
Sanat severlerin pozitif katkıları çok çok değerli.
Mesela; Beni efendice, kibarca ve zekice eleştireni daha çok dikkate alıyor, saygı duyuyorum. Acaba mı diyerek kendimi ve sanatımı geliştirmek için bir fırsat olarak görüyorum.
Çünkü bu insanlar gerçekten pozitiftir. Sanata ve onu icra eden sanatçının emeğine değer veriyordur. Kibar insanlardır genelde ve sanata bir şeyler katma çabaları takdiri hak ediyor. Hem sanata hem sanatçıya pozitif bir değer katıyordur. Onlara teşekkürü borç bilirim.
Bunları belirtmemdeki temel düşünce;
İçimizde olanı ifade etmeden kendimizi tanıtmanın eksik kalacağı düşüncesidir. Başta da dediğim gibi bize duygular, düşünceler yön verirler.
Efendim, yaptığım 3d ahşap sanatı öyle pat diye ortaya koyduğum bir sanat değildir. Üzerinde çok büyük emek, zaman ve sabır törpüsü vardır. Çeşitli uygulamalar ve denemeler neticesinde ulaştığım, severek yaptığım bir uğraştır.
3d Ahşap sanatının icrasında değişik sanat dallarından da faydalanır, sıklıkla kullanırım.
Ahşap oyma sanatını, ahşap marküteriyi, kıl testere kesimini, Naht sanatını ve ahşap boyama sanatını çok sıklıkla kullanıyorum eserlerimde. Aslında 3d eserler yapmak ve ortaya çıkarmak için ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum. Yani bir sınır yok. Sınır koymaya da karşıyım.
Ayrıca, son bir kaç yıldır severek çalıştığım ve huzur bulduğum bir sanat dalı, dijital sanatlar oldu. Sınırsız bir hayal dünyası. Umarım bu huzuru ve rahatlığı eserlerime aktarabilmişimdir. Tasarladığım ve beğenilerinize sunduğum eserleri gerek sosyal alanlardaki sayfalarımda, gerek web sayfamda bulabilirsiniz. Önümüzdeki yeni çağın sanatı diye tanımlayabiliriz.
Biraz uzattım. Mı nedir? Buraya kadar okuduysanız zaten sıkılmamışsınız demektir. Sevindim.
Özetlersek; Sanata gönül vermiş bir bireyim. Sanatın özünü anlama ve her sanatçı gibi çalışmalarıma değer katma çabasındayım. Yaşadığım sürece de sanatsal çalışmalarıma devam etmeyi ve bu değeri artırmayı düşünüyorum. Tabi ki nasiple birlikte.
Kısaca ;
Toprağım alınmış Karadeniz Samsun’dan,
Vücut bulmuşum güzel şehir İstanbul’dan
Su içmeye gelmişim sevdamız Bursa’dan
- Ülkemi ve insanlarını seviyorum.
- Çocukları seviyorum, onların saflığına ve dürüstlüğüne hayranım.
- Ailemi seviyorum.
- Konuşmaktan çok yazmayı seviyorum.
- Sanatçıları seviyorum.
- Sanata değer verenleri seviyorum.
- Gerçek dostlarımı seviyorum.
- Sadeliği seviyorum.
- Samimiyete inanırım.
- Doğa hayranıyım.
- Hayvanları seviyor ve elimden geldiğince kolluyorum , onlar da ibretlerle dolu.
- Irkçılığa karşıyım, ırkçıya da.
- Sanatıma aşığım.
Belki biraz olsa kendimi tanıtabilme konusunda birazcık yol almışımdır. Daha da ilerisi özelimizdir merak edeceğinizi pek sanmıyorum.
Sürçü lisan ettikse affola.
Bursa’da bulunan Sanat Atölyemde çalışmalarıma devam ediyorum şu sıralar. Ara ara atölyede sanat eğitimleri vermekte ve 3d ahşap sanatının gelişmesi adına verdiğim çabalarıma devam ediyorum.
Umarım sıkmadım. Soru ve önerileriniz için altta yorum kısmı mevcut. Sağlıkla, mutlu kalın.
Semih Çelebi
3d Art Studio
©2021 Semih Çelebi // Tüm hakkı saklıdır.